Bu yazıyı paylaşın;


Yaratıcılık

Merhaba,

Kağıt vs. dergisini elime ilk aldığımda, hobi ve yetenekleri geliştirmek için son derece yaratıcı bir dergi olduğunu gördüm ve sadece ilköğretim çağındaki kızım için değil; aynı zamanda kendi yaratıcılığımı geliştirebilmek için de dergiyi takip etmeye karar verdim. İlk sayılarından itibaren giderek daha da geliştirdiği ve bizlere hissettirdiği keşfetme heyecanı için derginin tüm çalışanlarını ve özellikle de yaratıcı ekibi kutluyorum.

Yazımızda ele alacağımız konu, derginin içeriğiyle doğrudan ilişkili olduğunu düşündüğüm ;YARATICILIK

En genel tanımıyla yaratıcılık; herkesin gördüğü şeyi görüp onun hakkında farklı şeyler düşünebilmek, yeni fikirler üretebilmek, sıradan olağan şeyleri özel, özel şeyleri de olağan hale dönüştürebilmek yeteneği olarak tanımlanıyor.

Bir başka deyişle, hayal edilebilen, düşünülebilen şeylerin uygulamaya ve gerçeğe dönüştürülebilmesi…

Başkalarından ya da bilinenden farklı olanı çağrıştıran ve genellikle de sanat alanları için kullanılan yaratıcılığın, herkeste olamayacağını ancak özel yetenekleri olan insanların böyle bir becerisi olduğunu düşünenlerimiz çoktur.

Oysa ki yaratıcılık, hayatın her alanında ve her insanda var olan bir potansiyeldir. Önemli olan düşüncelerin yetenekle birleştirilebilmesi ve uygun koşullarda bu potansiyelin açığa çıkartılabilmesidir. Kendimize fırsat tanımadığımız için farkında olmadığımız dolayısıyla kullanmadığımız bir çok yeteneğimiz olabilir, merak ya da beğeni uyandıran bir şey karşısında hangimiz: ”bunu ben de düşünmüştüm”; ya da: “bunu ben de yapabilirdim'” dememişizdir ki? Birçok konuda fikrimiz olduğu halde onu gerçekleştirmiyorsak ancak hayalci olabiliriz fakat yaratıcı olduğumuz söylenemez.

Geliştirilebilen bir beceri olan yaratıcılık, çevre ve yaşam koşullarına, alınan eğitime, motivasyona, hayal gücüne, farkındalık düzeyine ve daha birçok etkene bağlı olarak her insanda farklı şekillerde ortaya çıkıyor.

Koşullandırılma ve baskıdan uzak olmak, çerçevesi belirlenmiş tanımların dışında özgürce düşünebilmek ve hayal edebilmek yaratıcılığa giden ilk adımlar… Ancak, özgür düşünebilmenin plansız ve programsızlık anlamına gelmediğini de unutmamak gerekiyor çünkü yaratıcı olabilmek hedefler koyabilmeyi, ona ulaşabilmek içinde sabırlı ve sorumluluk bilinci taşımayı da gerektiriyor. Aynı sabır, sorumluluk ve özverinin, birilerinin yaratıcı olmasını isteyenler için de söz konusu olduğunu unutmamak gerekiyor elbette (Burada kastettiğim öncelikle anne-babalar ve öğretmenlerdir).

Keşfetme arzusu, hayal gücü ve merak duygusunun yetişkinlere oranla çocuklarda çok daha fazla olduğunu biliyoruz.

Ancak kalıplar içinde öğretilen doğrular, sınırlandırılmış örneklerle belletilen bilgiler, ezberci ve öğretmen merkezli öğretim yöntemleri, çocukların yaratıcılıklarının gelişememesindeki en büyük engeller olarak karşımıza çıkıyor. Oysa hayatın içinde uygulanamayan bir bilgi yüküne sahip olmak günümüz koşullarında çok da fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü 21. yüzyıl eğitim anlayışının temelinde: ‘öğrenmeyi öğrenme, yapmayı öğrenme, olmayı öğrenme, farklılıklara saygı duyarak birlikte yaşamayı öğrenme’ gibi temel hedefler yer alıyor. Bu nedenle; Yetenek ve becerileri açığa çıkartabilen programlar uygulamak,rehberlik edebilen öğretmen modeli olmak, çocukları yaşama hazırlayan değil, yaşamı gerçekleştiren okul atmosferi yaratabilmek, söz konusu hedefleri yakalayabilmek için atılması gereken öncelikli adımlar.

Her çocuk farklı bir bireydir ve farklı yöntemlerle, farklı süreler içinde bir öğrenme yeteneğine sahiptir. Bilinen doğruların dışında birşeyler yaptıkları zaman cesaretlerini kırmak, aşırı şekilde eleştirmek, söz hakkı tanımamak, yeniden deneyebilme fırsatı vermemek onlara sadece bilinenleri tekrar etmeyi öğretebilir. Denizi yada gökyünüzünü maviye değilde kırmızıya boyamanın yanlış olduğunu hangi doğru ile açıklayabiliriz ki ! Fakat ve belki, neden kırmızı olduğunu söyleme fırsatı verdiğimizde biz de, o ana kadar hiç farketmediğimiz yeni bir şeyi düşünmeye başlayabiliriz kim bilir!

Öte yandan ders uygulamalarında disiplinlerarası işbirliğini sağlamak, örneğin, müzede gerçekleştirilen bir fen bilgisi dersi, Resim, müzik, sosyal bilgiler işbirliğinde öğretilen bir yabancı dil çocuklara kullanılabilir bilgiler edinerek, yaratıcılıklarını açığa çıkaracağı gibi eleştirel ve çok yönlü düşünebilme yeteneklerini de geliştirecektir.

Yaparak yaşayarak öğrenme, öğrenmeyi öğrenme, olmayı öğrenme çocukların hata yapma özgürlüğünü de tanımamızı gerektiriyor; yeniden ve yeniden denemez isek nasıl yapacağımızı da asla bilemeyiz, o yüzden yapılan yanlış denemeler yaratıcılığı geliştiren süreçler olarak görülmeli.

Hayal edebildiklerinize dokunabildiğiniz yaratıcı günler dileğiyle….

Ülkü Gürsoy

Ülkü Gürsoy

Eğitim Danışmanı
Diğer Yazılar