Bu yazıyı paylaşın;


Elişi Çalışmalarının Çocuğumuza Faydaları

Merhaba,

Annelik ve uzman psikologluk kimliğimle bu sayıdan itibaren sizlerle, kendim gibi Kağıt vs. tutkunlarıyla, dergimizde yer alan içerikle ilgili yorumlarımı ve tavsiyelerimi paylaşacağım. Bu dergiyi almanızın, belki de Kağıt vs. workshoplarına katılmanızın pek çok sebebi olabilir. Çocuğunuzun veya öğrencilerinizin iyi vakit geçirmelerini, yaratıcılığının artmasına katkısı olacak faaliyetler yapmalarını, belli becerileri ve yetenekleri geliştirmelerini sağlamak bu sebeplerden birkaçı olabilir. Peki , gerçekten bu dergide yer alan ve benzer şekilde çocuklarımızı gönderdiğimiz okullarda ve kurslarda uygulanan sanat ve elişi çalışmalarının belli yararları var mı, ne ölçüde ve hangi alanlarda çocuklarımıza fayda sağlıyor? İlk yazımda bu sorunların cevabını arayalım istedim.

Sanat ve elişi çalışmaları da çocukların gelişimi için çok önemli bir rolü olan “oyun” kavramının bir parçası olarak nitelendirilebilir.
Bu çalışmaların dört ana başlık altında toplanabilen çok önemli katkıları bulunur:

  1. Yaratıcı problem çözme

    Daha sonraki bir yazımda daha detaylı üzerinde duracağım bir konu olan yaratıcılık pek çok alanda edinilen becerileri içinde barındırıyor. Bunlardan biri de problem çözme becerileri. Sanat ve elişi faaliyetleri de tam olarak problem çözme aktiviteleridir. Her projede ulaşılmak istenen bir amaç, bir sonuç var, belli bir yöntem kullanılarak bir obje oluşturma, bir boyama ya da model yaratmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte, bu faaliyetlerde doğru veya yanlış yoktur. Çocuklar pek çok fikirden yararlanarak kendileri için en uygun yöntemi bulup kendi yorumlarını katabilirler. Tabi ki bu doğrultuda çocuğunuzu yönlendirirken veya ona eşlik ederken buna çok dikkat etmeliyiz. Aynı zamanda, bu faaliyetler sebep sonuç ilişkisi kurmayı geliştirir. Problemi çözüp sonuca ulaşınca da başarı duygusu pekişir.

  2. Sakin zaman

    Çocuğun sakin zaman geçirmesini sağlaması daha aktif çocuklar için daha önemli bir katkı. Yapılan faaliyetler sabırlı olmayı gerektiriyor. Belli bir çabayla belli bir zaman içerisinde başarıya ulaşılabiliyor. Günümüzde çocuklarımızın oynadıkları oyuncakların yapısına baktığınızda çoğunlukla çocukları pasif ve izleyici konumda eğlendirmeyi hedeflediklerini görürsünüz. Bilgisayar ve televizyon da çocuklar üzerinde aynı etkiyi yapıyor. Bunun sonucunda çocuklarımız gittikçe dikkatlerini yoğunlaştıramamaya başlıyor. Çok fazla oyuncak alarak da aynı etkiyi pekiştiriyoruz. Çocuklarımızı mutlu etmek niyetiyle hareket ederek istemeden olumsuz sonuçlar doğurabiliyoruz. Sanat ve elişi faaliyetleri sabır ve çaba ile sonuca ulaşılmasını sağlayarak dikkati geliştiriyor ve çocukların sakin zaman geçirebilmelerine fırsat tanıyor.

  3. Oyun terapisi

    Freud oyunu “Çocuğun bilinçaltı dünyasına açılan bir kapı” olarak tanımlamış. Sanat şeklinde olsa da olmasa da oyunun her türlüsü görünür olmayan duyguları açığa çıkarıyor. Dikkatli gözlem yapıldığında çocuğun kişiliği ve düşünce şekliyle ilgili yol gösterici olabiliyor. Hatta, travmatize olmuş çocuklarda yaşadıkları olumsuz deneyimlerle yüzleşme konusunda bir araç olarak da kullanılabiliyor. Oyun terapisi başlı başına bir uzmanlık alanı. Güvenli bir ortamda sınırlandırılmadan oynatılan oyun çocuğun iç dünyasında başka türlü ortaya çıkmayan gizli kalmış korku ve endişelerin ifade edilmesine olanak tanıyor. Benzer şekilde, sanat faaliyetlerinde gerçek hayatta korkulan bazı hayvan figürleri, canavar ve cadı gibi kavramları yaratarak onlar üzerinde çocuğun kontrol sağlama duygusunu pekiştirerek çocuk üzerindeki gücünü azaltmaya yardım ediyor.

  4. Birlikte kaliteli zaman

    Son olarak, bu faaliyetler sırasında çocuklara zarar verebilecek bazı materyaller ve aletler kullanılabildiği için bir ebeveyn veya yetişkin eşliğinde uygulanıyor. Bu paylaşımın çok önemli olumlu katkıları olduğu tartışılmaz. Sosyal becerileri, dil gelişimini ve dinleme becerilerini geliştiriyor. Takım olarak çalışmayı öğrenmek için ilk fırsat oluyor. Burada çocuğa eşlik eden kişinin tavrı ve yaklaşımı çocuğun bu becerileri kazanıp kazanmaması konusunda çok belirleyici oluyor. Çocuğun seçimlerini, izlediği yolu, sonuçta da ortaya çıkardığı ürünü teşvik edip övmek bir numaralı kural olmalı. Unutmayın, amaç doğruyu yapmak değil çünkü bir doğru veya yanlış yok. Doğru tavırla yaklaşıldığında uzlaşma, anlaşmaya varma ve işbirliği yapma becerileri de otomatik olarak gelişiyor. Aynı zamanda, ebeveynin ilgisi, beğenisi ve onayı çocuğun kendini değerli hissetmesini sağlıyor ve özgüvenini pekiştiriyor.

    Çocuğumuzun hayatında bu kadar önemli rolü olan becerilerin ve yaratıcılığın gelişmesinde de faydası olan bu faaliyetleri okul öncesi çağdan gençliğe ve hatta yetişkinliğe kadar süren keyifli bir deneyim olarak değerlendiriyorum. Bir sonraki yazımda sanatın, elişi faaliyetleri gibi hobilerin çocukların akademik başarılarına sağladığı katkılardan da bahsedeceğim.

    Uzm. Psikolog Burcu AYDIN

Burcu Aydın

Burcu Aydın

Uzm. Psikolog